Paris Kitapları
Benim Parisim
Cüneyt AyralBenim Parisim
Cüneyt Ayral
Bu kitabı okurken yalnızca iştihanız kabarmayacak, aynı zamanda yazarın ironisiyle de tanışacak, Paris'i onun rehberliğinde adım adım, en kuytu köşelerine varıncaya dek dolaşacaksınız. Dolaşırken de beklenmedik sürprizlerle karşılaşacaksınız. Bu kitap sizi Paris'in geçmişinden, tarihsel yapılarından çok, günlük yaşamı ve eğlence yerleri hakkında bilgi sahibi kılacak. Bu yerlerin arasında adresi yazarda saklı eş değiştirme ve sado-mazo kulüplerinin de olduğunu belirtmeden geçmeyeyim. Her turist rehberinde bulamayacağınız bu tür yerlerin havasını solumak, bana sorarsanız, özel bir ayrıcalık. Hele muhafazakârlığın alıp yürüdüğü, cinsel özgürlüğün de bir erdem olabileceğinin, en azından hoşgörüyle bakılması gerektiğinin unutulduğu günümüzde."
Nedim Gürsel'in önsözünden.
Paris Bambaşka
Cüneyt AyralParis Bambaşka
Cüneyt Ayral
Catacombes’da aklınızdan garip şeyler geçmeye başlıyor. Kime şiirler yazdığınızı düşünüyorsunuz, neden ille de o kadınla sevişmek istediğinizi de soruyorsunuz kendinize. Para kazanmak için nasıl da boş bir çabanın içinde olduğunuzu anlıyorsunuz. Her şeyin sonuçta bu çukurdaki kemikler ve kurukafalar kalabalığına varacağını anlayıp şaşkına dönüyorsunuz. Paris’te yaşamak da, âşık olmak da, ölmek de bir ayrıcalıktır. Adaletin olmadığı bir dünyada yaşamakta olduğunuzu, Adalet saraylarının görkemi ile örtülmeye çalışıldığını ilk defa burada düşüneceksiniz.
Cüneyt Ayral, Benim Parisim’den sonra, Paris Bambaşka kitabıyla yine Oğlak Yayınları’nda.
Paris Notları
Cüneyt AyralParis Notları
Cüneyt Ayral
Her şeyden önce bir şairin kaleminden çıkan Paris Notları’nda yer alan betimlemeler, gözlemler, yorumlar, değerlendirmeler… Bu büyülü kenti görmeyenlere de Paris’i tanıtmaya, onları orada yaşatmaya yetiyor bence: Cüneyt Ayral, yazılarının beslendiği Paris’e hem içten –artık oralı- hem de dıştan bir iş adamının, bir gazetecinin, bir şairin, bir gezginin… gözüyle de bakıyor: Kenti içten ve dıştan önümüze koyuyor yaşadıklarını, gördüklerini, duyduklarını. Siz Paris’i nasıl biliyorsunuz bilmiyorum ama ben Cüneyt Ayral’ın Paris’inde yaşıyorum; Berlin’de onun yazdıklarından kopamıyorum bir türlü. Paris de memleketim gibi artık, bana o kadar yakın ve o kadar benimle.
Paris Notları 2
Cüneyt AyralParis Notları 2
Cüneyt Ayral
Doğup büyüdüğü topraklardan uzakta, tamamen yabancısı olduğu bir kültürün içinde, Paris'te bir İstanbullu...
Çinliler, Afrikalı göçmenler, siyasal sürgünler ve onların kültürleriyle yoğrulmuş dev bir metropol: Paris! Ve burada yaşayan bir Türk...
Sımsıcak duygular, şaşırtıcı gözlemler ve su gibi akan bir anlatım..
Paris'in sürprizlere gebe sokaklarını, birbirinden ilginç insanlarını; müzelerini, dillere destan restoranlarını, birbirinden lezzetli şaraplarını ve unutulmaz Paris akşamlarını Cüneyt Ayral ile keşfetmeye ne dersiniz.
Romanlar
Gölgedekiler
Cüneyt AyralGölgedekiler
Cüneyt Ayral
Maria’nın tombul vücudu, tarihî, kısa bir Osmanlı levent palasıyla duvara yapıştırılmıştı. Ceset soğuyup ağırlaşınca, kakıldığı duvardan yüzüstü yere düşmüş ve kalbinin yakınından giren palanın ucu, sırtından çıkıvermişti. Cesedin düştüğü yerdeki ucuz halının üzerindeki kan gölü kurumuştu. Duvarda, palanın girdiği yerde ince uzun bir iz vardı.
Zor hayatlar yaşayan Maria, Beyhan, Suat, Louise, Eleni ve daha pek çoğunun cinayetle süslenmiş dramlarını, ayakta kalma mücadelelerini, nefreti, kıskançlığı, sevgiyi okurken kendinizden de bir şeyler bulacaksınız.
Mimiti Etitolayo.sin
Cüneyt AyralMimiti Etitolayo.sin
Cüneyt Ayral
Ne var ki sizinle ilk karşılaştığımızda, düşünce sisteminiz ile kurduğum bağlantı, bana farklı anlamların yüklenmesine neden oldu ve o zaman düşünce sistemimin içinde "saklı" durduğunu algıladığım "düşünsel elementler" ile ilgilenmeye başladım.
Titolayo, tanıyabilip düşünce sistemimiz ile algılayabildiğimiz, enerji aktarımları ile ulaşabildiğimiz diğer gezegenlere göre, şimdilik anlaşılabildiği kadarıyla, evrendeki, yaşanılan en sıcak ortamlardan birisi. Ancak bu durumun ısının çokluğundan mı, yoksa varlığımızın farklı kimyasından mı oluştuğuna bir türlü karar veremiyoruz.
Müjgan
Cüneyt AyralMüjgan
Cüneyt Ayral
Aşk adına ne çok şey anlatmıştım ona... Sevmenin sonsuz ve sınırsız, koşulsuz vermek olduğunu, ne çok anlatmıştım oysa... Sonu böyle mi olmalıydı?
SÖYLENDİKÇE SÜREN,
Ben anlattıkça, o da anlattıklarımı kavramayı deniyor ama yaşamış oldukları, geçirdiği sıkıntılar, bizi tam olarak kavramasını zorlaştırıyordu... Koşulsuzluğa inanmıyordu...
SÜRDÜKÇE DERİNLEŞEN,
İlişkimiz derinleştikçe içindeki korku büyümeye başlamış, teslim olmaktan çekinir olmuştu... Oysa kimse kimseye teslim olmuyor, birlikte bir yaşam kurulmaya çalışılıyordu.
DERİNLEŞTİKÇE İÇİNE ÇEKEN,
Çünkü yaşamakta olduğunun hiç bir talebi içermeyen bir sevda olduğunun artık o da farkındaydı ve "talep etmeyen bir ilişkinin var olabileceğini" bugüne kadar hiç, ama hiç düşünmemişti, onun için vazgeçiyordu, Vazgeçmesi için gerekli doğruları da arkadaşları ona çoktan vermişlerdi zaten.
GİRDAP GİBİ BİR ŞEYLER...
Onu içine çeken bu girdaptan kurtulması gerekliydi. Onun sorumlu olduğu bir oğlu vardı ve ondan vazgeçmeyecekti. Girdaba kapılmış olmak doğruları görmesini engellemiş, çocuğuna olan sevgisi ile bir erkeğe olan sevgisini karmakarışık etmesine neden olmuştu... Artık çıkış yoktu. Çaresizlik benim için Müjgân'sız bir yaşamın başlaması demekti...
Gümüş Gölge
Cüneyt AyralGümüş Gölge
Cüneyt Ayral Babası annesini terk ettiğinde Deniz henüz üç yaşında bile değildi ve adam yıllarca yüzüne bile bakmamış, garip davranışları olan dayısının zorlamaları ve kısıtlamaları ile sürüp gitmişti ilkgençliği. Halâ gençti genç olmasına, ama kazandığı para ile ne kendi evi olabiliyor ne de istediği hayatı yaşayabiliyordu. Teyzesi ile aynı evde oturmak zorundaydı, çünkü arkadaşları ile tutmuş oldukları evden, buraya taşındığı zaman vazgeçmek zorunda kalmıştı, onun için ona sunulan Paris seyahatine “hayır” demeyi düşünmemişti bile.
Zaman Bitti
Cüneyt AyralZaman Bitti
Cüneyt Ayral
Cüneyt Ayral, "Zaman Bitti" adlı kitabında, işte bizi bu insanların iç dünyalarına, geçmişlerine ve yaşam tutkularına, korkularına taşıyor. Türk yazın dünyasının bu "yarı gizli" değeri, yine kendine has doğrudan üslubuyla, otobiyografik göndermeleri ve hesaplaşmaları da eksik olmayan bir yapıta imza atmış. Dışarıdan "normal" görünen her canlının, sonuçta aşklarını, cinsel kimliğini, umutlarını bir parçalanmışlık içerisinde yaşayan, kendi içinde kanamaya devam eden, inişli çıkışlı yaşam grafikleri olan birer etli-kanlı birey olduğu gerçeğini yüzümüze vuruyor.. Hem de tabii kendi "normal" görüntümüzün ne olabileceğini bize bilinçaltı sorgulatmayı başararak!
Cinsellik ve özel yaşam kesişmeleri, günlük bir üslupla irdelenen bu dünyanın ana ham maddesi. Üç cinsel kimliğe ruhunda, bedeninde ve yaşamında yer açan, bunların her birini de eşit derecede samimiyetle hisseden ve hayatına sokan, gezegenin geçici, kafası karışık misafirlerinin öyküsüne davet ediyor sizi bu kitap. Ömür üstünden yaşanan onca kısa ve uzun ilişkinin, yok olan veya yeniden inşa edilen onca umudun arenasına hoş geldiniz.
Dikkat edin, yoksa sizin yaşamınız da araya karışmış olmasın?
Bedri Baykam
Otobiyografi
Yolculuk
Cüneyt AyralYolculuk
Cüneyt Ayral
Yolculuk bir anı kitabı değil yalnızca, yazarlıktan fotoğrafçılığa, gazetecilikten iş adamlığına uzanan bir yaşam çizgisinin iz düşümlerini içeren özgün bir anlatı aynı zamanda. İstanbul'dan Ankara'ya, ilk okul yıllarından ilk aşklara, İngiltere, Almanya, Uzak Doğu ve Fransa'ya, başarının doruğundan geçici çöküş ve yükselişlere, kırgınıklara, kırılıp da teslim olmayışlara doğru bir yörünge izliyor. Bütün bu karmaşanın ortasına ilginç kişiliği ile Cüneyt Ayral karşılıyor bizi, yaşam mücadelesine olduğu kadar duygularına, dostluklarına, yiyip içtiklerine ve elbette görüp geçirdiklerine de ortak ediyor. Onun belirleyici özelliği zaten tek kişilikle yetinmeyişi, değişik alanlarda gerçekleştirdiği etkinliklerle üretken ama eklektik bir varoluş çabasında direnişi.
Yemek Kitapları
Sizin İçin Pişirdiler
Cüneyt AyralSizin İçin Pişirdiler
Cüneyt Ayral
"İstanbul'da tanıdığım ve kimisi ile uzun yıllar tanıştığım, kimisini yeni keşfettiğim şeflerden rica ettim, her biri sizlere yedi tane yemek yaptı, ama öyle yemekler seçtiler ki, hem onların mutfağını evinize taşımız olacaksınız, hem de onların yaptığı gibi kolayca bu yemekleri yapabileceksinizz.
Şefler bir lokantanın imzasıdırlar. Dünyanın pek çok ülke-sindeki önemli lokantaların sahipleri, orada mutfakta yemek pişiren şeflerdir. Türkiye'de iyi yemek tüketiminden önce, "şimdilik" mekânların tüketimi önde gidiyor. Bu yüzden bu kitabın şeflerini seçerken ya lokantalarının sahibi olma-larına özen gösterdim ya da lokantaları ile bütünleşmiş olmalarını istedim.
Kitabın fotoğraflarını, bu işi Türkiye'de en iyi yapanların başında gelen Mustafa Dorsay çekti. Onun "natürmort" ta-dındaki fotoğrafları sayesinde, yemeğin tüm ayrıntılarını görebilecek ve siz de kendi tabaklarınızı aynı özenle hazırla-yabileceksiniz. İşte sizlere tokunuzu giyinmek, önlüğünüzü takmak için bir fırsat... Heyecanla hazırlayın... Afiyetle yeyin..."
El Çabukluğu Marifet
Cüneyt AyralEl Çabukluğu Marifet
Cüneyt Ayral
"Ankara'nın büyük şeflerinden Boris Usta'nın lezzetleri,
Bolulu aşçıların yanında yetişmiş Malike Silersü'nün yemekleri,
El çabukluğu ile ünlü Sevim Ayral'ın marifetli mutfağı,
Zerrin Odekon'un lezzetli ellerinden damıttığı tatları,
Yeme içme başkenti Lyon ve Paris mutfaklarında öğrendikleriyle harmanlamış bir babanın, sadık ve eli çabuk bir kocanın mutfağı..."
El Çabukluğu Marifet'le hem gülecek, hem eğlenecek, hem de enfes yemekler pişirmeye başlayacaksınız…
Çocuklarınız, eşiniz ya da sevgiliniz sizin Hintli bir kadının mutfağında neler öğrenmiş olduğunuza şaşıracak; Gulaş'ı bu işin ustası Çek Marie'den birebir öğrenip pişirebileceksiniz…
Rus mutfağının inceliklerini, sanki sizin ustalığınızmış gibi sunabilecek, pazar alışverişinin tadına varabilecek; taze ot ve sebzeleri nasıl seçeceğinizi öğreneceksiniz. Baharat artık mutfağınızın baş tacı olacak...
Tembel Gurmeler İçin Sandviçler ve Salatalar
Cüneyt AyralTembel Gurmeler İçin Sandviçler ve Salatalar
Cüneyt Ayral
Cüneyt Ayral, Tembel Gurmeler İçin Sandviçler ve Salatalar kitabında birbirinden lezzetli ve yapması kolay salata ve sandviç reçeteleri veriyor.
Sokak lezzetlerinden vegan tariflere, şeflerden yazarların mutfaklarına uzanan sohbeti keyifli bu kitabı mideniz guruldamadan okuyamayacak, mutfağa koşup ağzınıza layık bir sandviç ve lezzetli bir salata yapmadan duramayacak, Ayral’ın dostları; Deniz Gürsoy,
Sevinç Uzcan, ,İ. Can Şiram, Çiğdem Bakırcıoğlu, Elvan Sayar, Işın Beril Tetik ve Çağatay Yaşmut’un da tarifleriyle katkıda bulunduğu bu lezzet şölenini elinizden bırakamayacaksınız.
Şiir Kitapları
Başkaldırma
Cüneyt AyralBaşkaldırma
Cüneyt Ayralİstanbul Şarkıları Kitabı
Lodos Leandros Lakhesis
Cüneyt AyralLodos Leandros Lakhesis
Cüneyt AyralKalhbur
Cüneyt AyralKalhbur
Cüneyt Ayral
"Şiir aslında yazılan dizelerin ötesinde bir yaşama biçimidir. Şairlerin pek çoğunun neredeyse "ayyaşlık" derecesinde içkiye bağımlı olmalarının nedenini ben buna bağlarım hep. Şiire dayanamayanlar kendilerini içki ile avutmanın yolunu ararlar ya da şiirden kaçabilmek için başka yolları denerler, ama görüldüğü gibi kurtuluş yoktur; sonunda onun ağırlığı çöker üzerinize ve kambur gösterir kendisini."
Mürekkep Kaat ve Sen
Cüneyt AyralMürekkep Kaat ve Sen
Cüneyt AyralDiğer Kitaplar
Sütyen
Cüneyt AyralSütyen
Cüneyt AyralThe Sütyen
Cüneyt AyralThe Sütyen
Cüneyt AyralKonstantiniyye Notları
Cüneyt AyralKonstantiniyye Notları
Cüneyt AyralGirsek mi Girmesek mi?
Cüneyt AyralGirsek mi Girmesek mi?
Cüneyt Ayral
Avrupa kapısında Türkiye… Ve soru hep aynı: Girsek mi, Girmesek mi?
Cüneyt Ayral Avrupa’nın içinden, köşe yazıları ve söyleşileriyle hafızalarımızı tazeliyor. Kamuoyunun doğru yönlendirilmesinin üstüne basa… Diyor ki: “Biz Avrupalı olursak eğlenir miyiz bilmiyorum, ama Avrupa içine alırsa çok eğlenecek, bu da bence kesin…”
Süreci hatırlayarak soruyoruz yeniden: Girsek mi Girmesek mi?